Kahramanmaraş Depremlerinde Süper Hızlı Kırılma Tespit Edildi
İSTANBUL Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Prof. Dr. Doç. Tuncay Taymaz başkanlığında bir araya gelen Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serkan Irmak, Araştırma Arş. İTÜ’den. Görmek. Ceyhun Erman ve Çinli bilim adamlarından oluşan ekip, Kahramanmaraş merkezli iki depremin fay hatlarında ‘süper hızlı kopma’ya neden olduğunu ve normalde etkilenmesi gereken alandan 35 bin 100 kilometrekare daha fazla alanı etkilediğini ortaya çıkardı. Doç. Dr. Nehrin normal şartlarda depremlerde yırtılma hızı saniyede 3,2 kilometre ile ifade edilirken; Bu depremlerde kırılma hızının bazen saniyede 5 kilometre civarına ulaştığını görüyoruz” dedi.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve ‘yüzyılın felaketi’ olarak adlandırılan depremle ilgili çalışma yapan İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Doç. Tuncay Taymaz başkanlığında Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serkan Irmak, Araştırma Arş. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden. Görmek. Ceyhun Erman ve Çinli bilim adamlarından oluşan ekip, iki depremin fay hatlarında ‘süper hızlı kopma’ya neden olduğunu ve normalde etkilenmesi gereken alandan 35 bin 100 kilometrekare daha fazla alanı etkilediğini ortaya çıkardı.
TOPLAM 3 İL BÜYÜKLÜĞÜNE EŞDEĞER ALAN
Ekibin yaptığı simülasyonlarda; Her iki depremin de ‘süper hızlı kırılmaya’ neden olduğu, fay sınırlarındaki kırılma hızının saniyede 5 kilometreyi aştığı ve etkilenen alanın yüzde 23 oranında büyüdüğü belirlendi. Belirlenen 35 bin 100 kilometrelik alanın büyüklüğünün yaklaşık olarak Diyarbakır, Şanlıurfa ve Adıyaman illerinin toplam büyüklüğüne eşdeğer olduğu görüldü. Ayrıca grubun çalışmaları, 1893 yılında 7,1 büyüklüğünde depreme neden olduğu bilinen ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde koparak büyük hasara neden olduğu bilinen Erkenek Fayı’nın, kaydedilen 1893 depremine neden olmayabileceğini de ortaya çıkardı.
‘SON 125 YILIN KITA ÖLÇEĞİNDEKİ EN BÜYÜK İKİ DEPREM’
Doç. Yapılan çalışmalarla beyin sarsıntısının yırtılma özelliklerine ilişkin simülasyonlar ürettiklerini belirten Prof. Dr. Serkan Irmak, Kahramanmaraş depreminin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Acımız hala taze. Ancak bilim insanları olarak bu 1 yıllık süreçte pek çok ders aldık. Yaptığımız çalışmalarda çok farklı ve farklı sonuçlara ulaştık. Dolayısıyla bu sonuçlardan mutlaka ders çıkarmamız gerekiyor. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremiyle ilgili son çalışmamız dünyanın en saygın dergilerinden Science dergisinde yayımlandı. Bu çalışmada farklı özelliklerden bahsetmek gerekirse son 125 yılda meydana gelen kıtasal ölçekteki en büyük 2 depremden bahsediyoruz. Depremlerin kırılma özellikleri çok farklıdır. Normal şartlarda depremlerdeki yırtılma hızı saniyede 3,2 kilometre ile temsil edilir; Bu depremlerde kırılma hızının bazen saniyede 5 kilometre civarına ulaştığını görüyoruz. Doğal olarak bu hız değişimi kuvvetli yer hareketi parametrelerini ve çarpma alanını da arttırmaktadır. Örneğin bu kopma oranındaki değişim 35 bin 100 kilometrekarelik bir alanın olması gerekenden fazla etkilenmesine neden oldu” dedi.
‘SÜPER HIZLI YIRTILMA OLMAMIŞSA; ‘YÜZDE 23 AZ ALAN ETKİLENECEK’
Doç. Kahramanmaraş depreminde 2 farklı kırılma oranı tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Irmak, Depremin yırtılma özelliklerinde 2 farklı yırtılma oranından bahsettik. Bunlardan biri de sıradan, klasik birçok depremde gördüğümüz, ‘normal hızlı kopma’ dediğimiz saniyede 3 kilometre ve altındaki kopma hızlarıdır. Büyük yüzler de var. Yırtılma hızının saniyede 4 kilometreden fazla veya saniyede 5 kilometre civarında ölçüldüğü, ‘süper hızlı yırtılma’ dediğimiz durumlar vardır. Hareketi her iki yırtılma yüzünün ortaya çıkan kuvvetleriyle simüle ettik. Bu sarsıntılardan gerçekten güçlü yer hareketi kayıtlarımız var. Bu kayıtlarla ‘normal hızda yırtılma olsaydı’ ya da ‘süper hızlı yırtılma olmasaydı’; “Ne tür kuvvetli yer hareketi parametreleri elde ederiz?” sorularına yanıt aradık. Bunları modellediğimizde şu sonuca vardık; Alanın çok hızlı kırılması ya da depremin çok hızlı kırılmaya neden olması, her 2 depremde hem birinci depremde hem de ikinci depremde etkilenen alanın toplamda yüzde 23 daha fazla olduğunu bize gösteriyor. Bu da yaklaşık 35 bin 100 kilometrekarelik bir alana karşılık geliyor. “Eğer bu depremde ‘süper hızlı kırılma’ görmeseydik 35 bin 100 kilometrekarelik bir alan toplam alandan azalacak ve daha az etkilenecekti” dedi.
‘ERKENEK FAYI 1893’TE KIRILMAMIŞ OLABİLİR’
Ayrıca Doç. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde özellikle ilk depremde kırılan iki fay segmentinin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Irmak şöyle devam etti:
Bunlardan biri de Malatya’da yer alan Erkenek fay segmentidir. Bu segmentin 1893 yılında 7,1 büyüklüğünde bir depremle kırıldığı kayıtlara geçmiştir. Ancak yaptığımız gerilme modellemesinden bu derecede bir kırılmanın oluşması için Erkenek fayının kırılmamış olabileceği sonucuna vardık. Bu elbette değerlidir. Çünkü sismik tehlike çalışmalarında fay kırılmaları, depremin oluşma zamanı, depremin tekrarlanma periyodu gibi parametreler de kullanılmaktadır. Bu açıdan bu sonuçlar oldukça değerlidir. Gelecekte yapılması gereken bu üst düzey dergilerde yayınlanan makalelerin sonuçlarının il afet risk azaltma planlarına ve sismik tehlike çalışmalarına entegre edilmesidir. Bunların yeniden düzenlenebileceği ve sismik tehlike çalışmalarının yeniden başlayabileceği söylenebilir. Erkenek Fayı’nın 1893 yılında 7.1 büyüklüğündeki depremle kırıldığına dair kayıtlar mevcut ancak gerilme modellemesine baktığımızda; Bu kadar büyük bir kırılmanın meydana gelmesine o kadar da deprem olmamış gibi görünüyor. Bu nedenle Erkenek fayının, Erkenek segmentinin 1893 yılında kırılmadığı veya kırılmamış olabileceği sonucuna varmak önemlidir. Aslında kırık olduğunu düşündüğümüz bir segment kırık değilse; Orada hala birikmiş güç var. Bu segmentin boyutu ve uzunluğu da önemlidir. Ancak bu segment potansiyel beyin sarsıntısı tehlikesi içerir. Tehlikenin çok düşük olduğunu düşündüğünüz bir yerde tehlike aslında sandığınızdan çok daha büyük olabilir.